A/GİRİŞ: İcra-İflas Kanununda düzenlenmiş olan md 331 hüküm bulan, borçluların mal varlığını alacaklısını zarara sokmak kastıyla eksiltme suçu sebebiyle borçlu ve borçlunun söz konusu faaliyetlerine yardım eden şerik sıfatına haiz üçüncü şahıslar söz konusu madde düzenlemesi gereği cezalandırılması söz konusu olacaktır. Madde metnine bakıldığında, suç unsuru olarak kabul edilecek tasarruf işlemleri, müşteki konumunda bulunan alacaklı sıfatına haiz üçüncü kişilerin alacağa ilişkin borçlu tarafın takip öncesi 2 yıl ve takip sonrası döneme ilişkin yapmış olduğu tasarruf işlemleri, söz konusu suçun maddi unsurunu oluşturması söz konusu olabilecektir. Alacaklı tarafın takip tarihinden 2 yıl öncesi döneme ilişkin yapmış olduğu tasarruflar ise ilgili madde düzenlemesinin dışında bırakılarak ilgili suçun konusu olarak kabul edilememiştir. Bununla birlikte önemle ifade edilmesi gerekilen bir diğer nokta,İcra-İflas Kanunda ilgili suçlara ilişkin öngörülmüş olan zamanaşımı süreleridir.İlgili bölümde yer alan İcra-İflas Suçlarına ilişkin şikayet Süresi; İİK md 347 düzenlenmiş olup, suça konu olayın öğrenilmesinden itibaren 3 ay her halükarda 1 yıllık zamanaşımı öngörülmüş olması sebebiyle her ne kadar İİK md 331 düzenlemesi gereği takip öncesi 2 yıllık dönemde borçlu tarafça gerçekleştirilen tasarruflar suç konusu olabileceği düzenlenmiş olsa dahi İİK md 347 düzenlenmiş olan hak düşürücü süreler 3 ay ve 1 yıllık sürelerle sınırlı olarak kabul edilmiş olması sebebiyle İİK md 331 öngörülen borçlu tarafça gerçekleştirilen tasarrufların md 331 kapsamında takip öncesi 1 yıllık süreyle sınırlı olarak kabul edilmesi zaruridir. B/1MAL VARLIĞINI EKSİLTME SUÇU TANIMI: İİK md 331 hükmü ilgili suç tanımını detaylı olarak ifade etmiş olup, madde metnine bakıldığında görüleceği üzere; ‘Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.’ Borçlu tarafça mallarının tamamını veya bir kısmını mülkünden çıkararak,telef ederek yahut kıymetten düşürülerek, gizleyerek muvazaa yoluyla başkasını uhdesine geçiren borçlu hakkında altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile adli para cezası öngörülmüştür. Kanun koyucu önemle belirtmiş olduğu husus, BORÇLUNUN SÖZ KONUSU EYLEMLERİNDE ALACAKLISINI ZARARA SOKMAK AMACINI TAŞIMIŞ OLMASI GEREKTİĞİDİR. Sadece muvazaalı devir yetmeyeceği gibi borçlunun işçilik borcu, vergi borcu yahut alacaklılardan herhangi birisine karşı söz konusu borcu ödemek maksadıyla gerçekleştirilen devir işlemi ilgili madde düzenlemesi gereği cezalandırılamayacağı gibi kanun koyucu ön şart olarak alacaklı tarafça borçlu hakkında aciz vesikası alınmış olmasını yahut alacağını alamadığını ispat etmesi şartı ile ilgili madde hükmü kapsamında cezai işlem uygulanabilecektir. B/2 ACİZ VESİKASI YAHUT ALACAĞINI ALAMADIĞINI İSPAT KOŞULU:Kanun koyucu md 331 hükmü kapsamında borçlu hakkında müeyyide uygulanabilmesini, a)Aciz Vesikası Alınmasını veya b)Alacağını alamadığını ispat koşuluna bağlanmıştır. Öncelikle Alacaklının alacağını alamadığı ispat etmesi koşulu değerlendirilirse, alacaklı tarafça açılan, alacağın tahsili amacıyla yapılan takip; aciz vesikası, ödeme, iptal gibi hallerden biriyle takibin sona ermesi durumu gerçekleşmedikçe, açık ve devam etmekte olan takip sebebiyle alacaklının alacağını alamadığını ispat koşulu gerçekleşmeyecektir. Dolayısıyla söz konusu koşulun gerçekleşmesi mevcut fiili uygulamalara göre çok mümkün gözükmemektedir. Diğer koşul olarak öngörülmüş olan Aciz Vesikası Alınması durumu ise kanun koyucunun açık irade beyanı sebebiyle KESİN ACİZ VESİKASI OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ gerekmektedir. Öyle ki, Kanun koyucu ‘Aciz Vesikası Alınması’ olarak değerlendirmiş olduğu kanun metninde açık olduğu gibi İİK md 105 düzenlenmiş olan, Aciz Vesikasının tanımında ifade edildiği üzere, ‘Haczi kabil mal bulunmazsa haciz tutanağı 143 üncü maddedeki aciz vesikası hükmündedir. İcraca takdir edilen kıymete göre haczi kabil malların kifayetsizliği anlaşıldığı surette dahi tutanak muvakkat aciz vesikası yerine geçerek alacaklıya 277 nci maddede yazılı hakları tanıyacaktır.’ Şeklinde ifade edildiği üzere, Geçici Aciz Vesikası olarak kabul edilebilecek olan Haciz Tutanağı ile İİK md 105 Aciz Vesikası Hükümleri gereği İİK md 277 Düzenlenmiş olan Tasarrufun İptali Davası açabilecek iken yine İİK md 105 deki açık hüküm ile İİK md 331 birlikte değerlendirildiğinde İİK md 105 düzenlenen muvakkat aciz vesikasının sadece İİK md 277 düzenlenen hakları sağladığı gözetildiğinde İİK md 331 öngörülen Aciz Vesikası niteliğinde olarak kabulü mümkün olmadığı ve bu sebeple muvakkat aciz vesikası niteliğine Haciz Tutanağına dayalı olarak İİK md 331 şikâyet durumunda ön koşulun yerine getirilmediği gözetilerek şikâyetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği açıktır. C/SONUÇ :İlgili çalışmamızda tartışma argümanı olan İİK md 331 vücut bulan borçlunun kasten mal varlığını eksiltme suçu kapsamında, şikâyet koşullarının irdelenmesinde, kanunun açık metnine riayet edilmesi gerekliliğidir. Öyle ki;İİK md 105-İİK md 277-İİK md 331 birlikte değerlendirilmesi ile varılacak sonuca göre, İİK md 105 düzenlenen ACİZ VESİKASINDA, kanun koyucu tarafından muvakkat ve geçici aciz vesikası olarak ikiye ayrım durumu,kesinlik arz ettiği gibi yine aynı madde de geçici aciz vesikası olarak kabul edilebilecek olan belgeye dayalı olarak İİK hükümleri gereği ancak md 277 kapsamında hak sağlayabileceğini belirtmiş olmasıdır. Bu haliyle Madde metnine göre başvurulabilecek kanun yolları anlamında sınırlama getirilmiş olması gözetildiğinde ve yine İİK md 331 geçici aciz vesikası bahsedilmemiş olduğu dikkate alındığında kesin aciz vesikası alınmadan İİK md 331 kapsamında yapılacak olan şikayetlerin reddi gerektiğinin kabulü açıktır.04.12.2017
"İik Md 331 Kapsamında Geçici Aciz Vesikası Değerlendirmesi Ve İcra Suçu Kapsamında Şikayet Ön Koşulun Yokluğu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.Uğur Hakan Kahraman'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.